Şimdiki kariyerinize nasıl başladınız?
Kariyerim, çok fazla düşünmeden beni içine çektiği için kendimi şanslı hissediyorum. Dansa başladıktan altı ay sonra, bana eğitmenimiz tarafından onun asistanlığını yapma teklifi sunuldu ve oradan sonra yol almaya başladım. Öyle ki; o ivmeyi bir kere yakaladıktan sonra, gerisi çorap söküğü gibi geldi. 16’dan 18 yaşıma kadar, profesyonel dansçı olarak gösterilerde yer aldıktan ve eğitmenlik tecrübelerinden sonra istifa ettim. Aslen çalışma hırsım olan işletme bölümünden diploma almak için üniversiteye gittim. Kendimi finansal olarak güvende hissedeceğimi düşündüğüm bir yola baş koymak istedim. En başta, dansın bunu mümkün kılabileceğine inanmadım açıkçası. Ne var ki; üniversitedeki ilk senemden sonra, dans beni tekrar içine çekti. Gerçekten de çok fazla fırsat vardı ve bunu yok sayamazdım. Şanslıydım keza kapılar kolayca açıldı ancak; bir kere bu riski aldıktan sonra çok çalışmak zorundaydım. Vaktimin ve enerjimin çoğunu, bir dansçı olarak özellikle de eğitmen bir dansçı olarak beni eşsiz kılan ve yeteneklerimi bileyen şeyin ne olduğunu aramakla geçirdim.

Meslek hayatında tutku ve yeteneklerinin peşinden gitmek isteyen bir kişiye ne tavsiye edersiniz? En akıllı ilk adım nedir?
Bir hobiyi, kariyere çevirmek tartışmalı olabilir ancak eğer hobinde başarılıysan; bununla yaşamını ilişkilendirmek için çok daha fazla şansın var demektir. Şanslı isen; o fırsat büyük ihtimalle seni çağıracaktır ve kapıların senin için açıldığını göreceksin. Bu seni harekete geçirecektir ancak sadece çok çalışmak, antrenman yapmak ve sanatsal mesleki becerilerini arttırmak  sana asıl başarıyı getirecektir. Eğer fırsat kapıları sana açılmaz ise; bunu yapmak hala mümkündür, sadece başlangıçta daha fazla çalışman ve fedakarlık yapman gerekecektir.

Tutku ve yeteneklerinin peşinden gitmek istediğin zaman takip edilecek birkaç yol vardır. Dansını insanlara göster, bunu onlara öğret veya sıra dışı yeni bir dans yarat ve bunu sat. Uzman olmadan da doğrudan hobinle bağlantılı olacağın diğer yollarda elbette vardır. Becerinin, sanatının veya hobinin üretilmesi veya öğretilmesine olanak sağlayacak imkan veya organizasyonlara ev sahipliği yaparak kendi iş alanını yaratabilirsin. Eğer bu konuda becerikliysen; bu niş pazarın farkındalığını almak, bunu paraya dönüştürmek ve topluluğa bir değer katmak kolaydır. (Bu bir sırdır, senin o niş Pazar ve topluluğa değer katmanın yolunu bizzat sen bulmalısın. Eğer bu pazarın gerçek değerini yaratarak yankı uyandırabilirsen, insanlar seni ve projelerini destekleyecektir.)

İlk adım olarak, insanlara tam olarak ne önereceğini belirlemek ve potansiyel olarak nasıl bir pazarda yer alacağını göstermen gerekiyor. İnsanlar gerçekten buna para verir mi? Bir gösteri gerçekleştirebilir misin, o ürünü satabilir misin ya da başkalarına bunu öğretebilir misin? İkinci adım ise, bunu denemek. Buna kendini tamamen adamadan önce, bu durumu test etmek zorundasın. Her şeyin yolunda ilerleyeceğini göz önünde tutarak o işe balıklama atlama. Gerçek bir denemenin sonucunda, şimdiki durumundan o hale geçisin nasıl gerçekleşeceğine kanaat getirerek bu durumun mümkün olup olmadığı konusunu kesin öngörebilirsin. Geçinme kaynağın olan yaptığın iş ile hobi olarak gördüğün alanı ayrıca ikinci bir iş olarak dengelersen; hobin asıl işe döndüğü zaman bunu iş alanı olarak gerçekten sevip sevmediğini fark edersin. Eğer ki hobine iş olarak tam zaman ayırabilir ve bu şekilde yaşayabilir bir noktaya gelirsen; tam bu noktada bunun olup olmayacağını kavramak çok kolay olacaktır.

Kendi işlerini kurmaya çalışan insanlarda hangi hataları görüyorsun?
1)Çok çabuk riske girmek. Kendine aşırı güvenerek iş teklifi gelmeden ya da gerçek bir deneme yapmaksızın bu işe atılmak.

2) Bu işi ciddiye almadan yapmak,  profesyonel davranmamak. Hobiler insanların genelde eğlenmek için yaptıkları bir alandır. Böyle bir iş teklifi geldiği zaman, insanlar bu işi profesyonel hale dönüştüremiyorlar. Bu da genelde kötü iş ilişkilerinin kurulmasına ve bunun kariyerinizi kötü etkileyerek geri dönülemeyecek bir noktaya taşınması anlamına geliyor.

3) Tembel olma! Özellikle de bu alanda doğal bir yeteneği olanlar adına söylüyorum. Şunu her daim hatırlamak gerekiyor; eğer siz herhangi bir ilerleme kaydedemezseniz; büyük ihtimalle sizden çok daha sıkı çalışan diğer yüzlerce insan nihayetinde sizden üstün bir noktaya gelecektir. Var olan bir rekabet ortamı olmasa bile; vasat bir başarıdan kaçının ve istisnai olun. Becerilerinizi geliştirme konusunda asla taviz vermeyin, böylece senin işin ve sanatın hep ayakta kalsın.

4) Destek bulmakta yaşanan aksaklıklar. İşin aslı, kariyerin senin fanların ve seni takip edenler daha var olmadan önce başlar. Burada şöyle bir husus var. Senin yalnız başına kendi ürününü satman için çabalamandan ziyade, senin ürününü ve yeteneğine inanan insanlar seni çok daha iyi pazarlayacaktır. Bu şekilde birkaç kişinin ilgisini çekersen, gerisi de pekala gelecektir. Eğer baştan bu desteği almakta başarısız olursan; sonrasında iş alanı senin için üzücü ve hoş olmayan bir tecrübeye dönüşebilir.

5 Ocak 2011, Dax

Kaynak: http://daxandsarah.com/?cat=12